Japonya..
Neden Japonya..
- İnsanları.. Benim için en önemli nedeni insanları. Bu yazıyı 30’a yakın ülkede bulunmuş biri olarak yazıyorum, Japon’lar kadar dürüst, saygılı, yardımsever ve saf insan görmedim. Ve dünyanın her köşesinden bu fikrime katılan insanlar ile tanıştım.. Tabi bu kadar toz pembe değil, çılgınlıkta sınır tanımıyorlar. Polis “pasaportunuzu görebilir miyim lütfen” diyip önünüzde eğilebilir.. Şehir haritası ile ortalıkta dolaşırsanız 1dk içinde biri gelip “yardıma ihtiyacın var mı?” diye sorabilir..
- Temiz ve düzenli şehirleri.. Temizlikten başınız dönebilir.. Annenizin bayram öncesi özene bezene yaptığı temizliği sokaklarda her gün görmek mümkündür. Şehir veya köy farketmez, tüm sokaklar asfaltlı ve hatta şerit çizgilidir.. 2metrelik dar sokaklarda bile kenarlarda 10cm de olsa beyaz çizgiler vardır.. Araç, bisiklet, yaya yolları ayrı ayrıdır.. Heryerden kurallar, levhalar, güvenlik elemanları vardır. İnsan hayatı her zaman birinci sıradadır.. Ufak süs ağaçlarına ışıldak lamba takarken bile baret takarlar, güvenlik şeridi çekerler.. Dağlarda bile güvenlik şeritleri görmek mümkündür.. Diğer dünya şehirleri, merkezlerindeki dev parklar ile ünlüyken, Japonya da bu dev parklara ilave olarak, şehirlerin neredeyse her ilçesinde irili ufaklı 10lara park bahçe vardır.. Gökdelendeki ofisinden öğlen arasına çıkmış ve parkta piknik yapan insanlar görebilirsiniz..
- Doğası.. 4 mevsimli inanılmaz güzellikte bir ada ülkesi. Altın sarısı kumlarda turkuaz bir deniz hayal etmeyin ama bahar geçişlerini en güzel yaşayan ülkelerin başında geliyor. İlkbaharda ağaçlar çiçek açtığında, sonbaharda yapraklar yeşilden sarıya kırmızıya döndüğünde manzarayı görmeniz gerekiyor.
- Tapınakları.. Asyanın en temiz ve özenli tapınakları Japonyadadır. Ülkenin çoğunluğun ateist olsa da tapınaklara ve din adamlarına büyük saygı duyulur. Tabi diğer dinlere de. Kutsal olan herşeyin ayrı bir değeri vardır. Fuji dağı gibi kutsal dağlara tırmanmak her Japonun hayalidir.
- Teknolojisi.. Japon’ların herhalde hepsinde akıllı telefon vardır ama telefonlarında arama tuşu yoktur. Çünkü normal GSM arama kullanmazlar. 5G hızında internet yerin altında dahi çeker. Heryeri online ararlar. Panasonic bisikletleri vardır. Toshiba klozetleri ısıtmalı, su basıncı ayarlı ve müziklidir.
- Yemekler.. Mükemmel.. Söyleyecek pek söz bulamıyorum.. En basit restoranda bile yüksek kalite yemek yersiniz.. Temizlik, tazelik ve özen inanılmazdır.. Bardak, tabak, çopstikler her zaman bir düzen içindedir.. Ülke ada ülkesi, çoğunluğu ormanlar ve bu ormanlara değer veriliyor, kesilip biçilip tarım veya sanayi arazisine dönüştürülmüyor.. Bu sebepten dolayı başlıca besin kaynağı okyanustaki balıklar. İnanılmaz bir balık kültürleri var..
- Kurallar.. Yürürken sigara içilmez, bazı sokaklarda sigara içme kabinleri vardır, oralara gidilir.. Metroda su dahil yiyecek tüketilmez.. Yere çöp atamazsınız, çöp kovasına da kafanıza göre atamazsınız, herşeyin zamanı ve yeri vardır.. Plastikleri evden salı günü 19:00da çıkarırsınız, yemek artıklarını perşembe 7:00’da.. Metro kapısında, AVM girişinde, süpermarkette heryerden ip gibi sıraya girersiniz.. Marketten aldıklarınızı kendiniz poşetlersiniz ama kasiyer para üstünü iki eliyle başını eğerek size uzatır..
- Eğlence.. Eğlencede sınır yoktur.. Cidden yok.. Bir cadılar Bayram’ında Tokyo’da bulunun.. Çılgınlığı, eğlenceyi ve üstüne meydanlardaki polisin insanlara nasıl davrandığını görün.. İşte yaşamak istediğim medeniyet seviyesi budur diyeceksiniz..
- Güvenlik.. Sona kaldı ama en önemlisi galiba.. Güvenlik tereddütü yaşamadan özgürce 24saat gezebilmek.. Japonya dünyanın en güvenli ülkelerinin başında gelir. Belki birinci belki ikinci.. Telefonu restoranda, metroda, sokakta nerede unutursanız unutun, bir hafta sonra bile bulmanız mümkün..
Nasıl gidilir..
- Evet uzak.. Harçlık biriktirin de Japonya’ya gidin diyemem. Pahalı. Tek önerim, benim gibi dünya turuna mı çıktın, ya da Asya turuna mı çıktın, buralara gelmişken bu mükemmel adaya kesin uğra.. Pahalı diye es geçme, hayatında çok şeyi tekrar düşündürecek, değiştirecek bir ülke..
- THY’nin direk uçuşları var.. Bütçene göre denk getirirsen kaçırma.. Tabi diğer firmaları da takip et.. Aktarma yap.. Bir şekilde git..
Ne zaman gidilir..
- İlkbahar ve sonbahar ideal.. Mevsim geçişleri ülkeyi görsel bir şölene çeviriyor.. Tabi turist sayısı arttığı için konaklama yeri bulmak zorlaşıyor. Zaten yüksek olan ücretler daha da artıyor.. Yazlar ikinci seçenek.. Bizdeki kadar bunaltıcı değil.. Kışlar soğuk ama Japonya kar altında ayrı bir güzel..
Nerelere gidilir..
- Tokyo.. Bu çılgın şehri görmeden ölmeyin.. Çılgın diyorum başka bir şey demiyorum..
- Mt. Fuji.. Bir şekilde bu dağa çıkın.. Kendi imkanlarınızla da gidebilirsiniz, Tokyo’dan turlar da var..
- Kyoto, Nara, Osaka üçgeni.. Kyoto; Kültür başkenti.. Dünyanın birçok yerinde vardır bu kültür başkenti ismi ama genelde lafta kalır. Bence tam karışıklığı olan şehir Kyoto.. Japon kültürüne doyacaksınız.. Antik başkent Nara’da tapınakları dolaşın ve geyikleri besleyin.. Osaka’da Japon yemeklerinin dibine vurup, gecelere akın.
- Hiroşima.. Önce atom bombasının etkilerini görüp hüzünlenin, sonra Japon’ların sıfırdan nerelere geldiğini düşünüp takdir edin..
- Fukuoka.. Sumo güreşlerini izleyin.. Tarihini ayarlamanız gerekiyor. Yılda bir kere oluyor..
Nasıl gezilir..
- Japonya’da hayat pahalı. Ulaşım fena pahalı.. Birçok gezginin yaptığı hatayı yapıp, 15-20günlük kombine tren biletlerinden almayın! Aman dikkat. Tamam hızlı tren çok güzel zırt diye gidiyor ama 15gün için 400$ gibi çılgın ücretler ödemeyin o trenlere..
- Gece otobüsleri var.. Hemen hemen her şehir arasında var. Çoğu gece 21-22:00 gibi hareket ediyor.. Sabah 7-8:00 gibi diğer şehirde.. On numara beş yıldız.. Otobüsler konforlu.. Koltuklar ayarlı ve kenarında elektrik prizleri mevcut.. Pencereler perdeli.. Her koltuk sahibine bir battaniye var.. 2-3saatte bir tesislerde mola veriyorlar.. İngilizce anonslar var.. Şöförler takım elbiseli.. Ve geceyi otobüste geçirdiğiniz için konaklama masrafından yırtıyorsunuz.. Ki Japonya için minimum 25$.
Nerelerde konaklanır..
- Hostellerde.. Yapacak birşey yok.. En ucuz hostelde 6-8kişilik odalarda günlük yatak 25$.. Ama verdiğiniz paranın karşılığını bu kadar net alacağınız başka bir ülke var mıdır bilmiyorum.. Bildiğiniz hostesleri unutun.. Odala tertemizdir, nevresimler her gün değişir, banyolar mükemmeldir, şampuan, saç kremi, kulak temizleme pamuğu hatta saç kurutma makinesi bile vardır.. Tuvaletler! O son teknoloji klozetler, bu en ucuz hosteslerde bile var.. 4-5 kişinin aynı anda yemek yapabileceği tam teçhizatlı mutfakları, dev buzdolapları.. 24saat açık süpermarketleri var, 2-3günlük malzeme alıp yemeklerinizi hostelde yaparsanız Japonya pahalı demezsiniz!
- Couchsurfing deneyebilirsiniz.. Konaklamanız bedavaya gelir.. 25$ cepte kalır.. Ama! Sizi misafir edecek kişinin evi merkezin dışındadır! Merkeze metro ile ulaşım için git gel 6-8$ verirsiniz.. Ev sahibiniz ile bir-iki akşam birlikte yemeğe çıkarsınız, Japonlar naziktir, mahçup olmamak için sizi en güzel restorana götürürler ve geçmiş olsun, yemeğe 15-20$ verirsiniz.. Üstüne, unutmayın, Japonyadasınız, öyle kafanıza göre takılamazsınız misafirlikte.. Akşam geç olmadan geri dönmeniz gerekir.. Tabi bunların hepsi sizi misafir edecek kişiye bağlıdır.. Daha esnek de olabilir, daha katı da.. Bu bağımlılıktansa hosteli tercih edin derim.. Deneyin, farkı görün..
Ne yenir, ne içilir..
- Herkesin ilk aklına gelen sushi ama benim listemde birinci ramen. Ramen, sushi, okonamiyaki, takoyaki,.. Çiğ, pişmiş farketmez bol bol balık ve diğer deniz ürünlerinden yiyin.. Çiğ yemek baştan garip gelse de sonradan alışıyorsunuz.. Zaten bizim bildiğimiz çiğ balıktan değil, belli bir bekleme süresi ve kesim şekli var.. Korkmayın.. Sağlıklı.. Sağlıklı olmasa bu insanlar 90 yaşına kadar nasıl yaşasın..
- Yeşil çay için.. Bol bol için.. Bu da sağlıklı.. Sake için, kararınca için, sağlık için.. Bira benzeri ürünleri var.. İşte bunlarda dikkatli olun.. Marketlere girdiğinizde göreceksiniz, iki farklı bira var.. Fiyatları da neredeyse yarı yarıya.. Birisi bira, birisi bira gibi.. Adamlar bira tadında bir içki yapmışlar, tadı alkolü herşeyi aynı ama bira değil! Meyvelileri var, yüksek alkollüleri var.. Dikkatli olun içimi kolay ama çarpıyor..
- Yeşil çaylı gofretler, dondurmalar, kekler, pastalar, yemekler… Yeşil çay heryerde.. Baştan güzel ama sonra boğuyor.. “Buna da mı çay kattınız olm ya” oluyorsunuz.. Çünkü onların yeşil çayı bizimki gibi değil. Bizde çay kaynatılır, suyu içilir. Onlarda çay öğütülüp un haline getiriliyor ve sıcak suya karıştırılıp içiliyor.. Yani bir nevi çay yaprağını yemiş oluyorsunuz.. Bu da yoğun bir tat.. Bir yerden sonra fazla geliyor..
Sırtçantalı için kaça patlar..
- Gelişi gidişi sizin seçeneğindeki kalmış..
- Hostelde günlük konaklama minimum 25$.
- Ulaşım bol keseden; Tokyo, Kyoto, Nara, Osaka, Hiroşima, Fukuoka rotası için gece otobüsleri ile toplam; 150$..
- Günlük ortalama yemek, eğlence, şehiriçi ulaşım, park, bahçe, müze için; 25$..
- Hesap ortada, çok da para harcamayayım diyorsan, bu rotayı 20 günde 1150$’a rahat rahat yaparsın..
Japonya’ya gidin.. Çok değişeceksiniz..
Selam, sevgili Didem`den dolayı bir süredir sessiz takipteyim. Bugün de blogu bir karıştırayım dedim. Anlatım tarzın hem etkileyici hem de bir hayli yol gösterici. Diğer ülkeleri bilmem ama kesinlikle Japonya`ya gitmeyi planlıyorum. Okuduğum her yazı beni biraz daha yaklaştırıyor:)